Lilypie Kids Birthday tickers

28 Ekim 2011 Cuma

Çatı Katından Bayram Hediyesi

Çatı Katının hediye duyuruları da olmasa bloga uğrayamıycam :)))
İlgilenenler olursa => ÇATI KATI

12 Ekim 2011 Çarşamba

Mühim Duyuru

Çatı Katı'nın süper hediyelerinden istiyorum diyorsanız =>Bağlantıhttp://babyh23.blogspot.com/2011/10/eczanemizdecom-ve-cati-kati-blog.html

25 Eylül 2011 Pazar

YAMAN ÇELİŞKİ (?)


Her alanda beceri sahibi üstatlar olmayışımız yetişkin toplumunda doğal olarak kabul edilen bir gerçektir. Bununla birlikte, çocuklarımıza her şeyde başarılı olmaları için muazzam baskı uygularız. Onlardan her gün matematikte, okumada, yazmada, konuşmada, imlada, ezberde, anlamada, problem çözmede, sosyal becerilerde, atletizmde ve sözel talimatları takip etmede kusursuz olmalarını bekleriz. Çok az çocuk bu "işlerin" hepsinde ustalaşabilir. Ve yetişkinlerden hiçbiri bunu yapamaz. Öyle ya da böyle bütün zihinlerin güçlü ve zayıf yönleri vardır..." Mel Levine
....
Okuyunca dayanamadım paylaşma ihtiyacı hissettim hayatımızdaki bu yaman çelişkiyi .

Geçmişte Kalsın GEÇMİŞ OLSUN...

Sabah doğum günüm diye bir neşe bir neşe uyandım. Feysten mesajlara baktım mutlu oldum. Seminer döneminden sebep okula gittik YAVRU KUŞ ile beraberce.
Öğretmenler odasında otururken hizmetli kapıdan "Nazmiye hocam eşiniz sizi aramış ulaşamamış, okulu aramış" dedi. Nazmiye eşini aradı değil. Ben de Nacide olabilir diye, isim benzerliğinden ona diyorum telefonuna baksana diye... Birkaç dakika sonra kendi telefonum geldi aklıma bir baktım eşim beni aramış ulaşamamış.
....
Aradım "Annem rahatsızmış sana ulaşamamışlar" dedi.
Cızzz diye birşey oldu içimde. Annemi hastaneye kaldırmışlar... Eyvah ağrıdan sancıdan mahvolsa mık demeyen, doktora gitmemeyi adet edinen annem ambulansla hastaneye kaldırıldıysa oooooooooofffffffffff kimbilir ne durumdadır.
....
Bunlar birkaç saniyede aklımdan geçenler.
Sonra ablamla kardeşimle konuştum. Bel fıtığı olduğunu öğrenince biraz rahatladım.
Ama çok ağrısı çok sıkıntısı olduğunu söylediler.
...
O gün perşembe idi. Yani birgün daha okula gitmem gerek. Anlatsam insanlıkla izin vermeyecek bir idare ... En iyisi onlarla uğraşmaktansa haftasonunu bekleyip cuma gitmek.
...
Beklemekle geçmeyen saatler...
Sonra gidip gördüm. Biraz rahatladım.
...
Ama ağrılar hep devam ediyor. Bir türlü geçmiyor, hafiflemiyor.
Zaman geçmiyor. Ağrı keciciler, iğneler...
...
Anlattığım herkes sürecin uzun olduğunu söylüyor ama sürekli ağrı çekmekten perişan olan annem çok zor durumda...
Dün bir çıkıkçı kadın varmış ablamların orda onu çağırmaya karar vermişler. Kaç kere vazgeçildi ama tekrar çağırıldı.
Ve dün annemin ağrısı geçmiş. Ayağa bile kalkmış. Sesi bile değişmiş telefonda.
Ayyy nasıl sevindim. Nasıl anlatamam. İçimde bir kuş pır pır...
Allahım hasta olan herkese acil şifalar versin inşallah.

Doğru mu yaptık bilmiyorum ama biraz olsun iyileştiğini ağrısının azaldığını duymak beni çok rahatlattı.

Artık eskisi kadar karşı çıkmıyorum bu durumlara. Sanırım alternatif tıp ta gerekli :)))

24 Ağustos 2011 Çarşamba

Özlemişim, hem de çok...


Uzun zaman olmuş yine.
Bir facebook takıntılısı oldum çıktım, geçen zamanda. Ama orda bile sıkılabiliyormuş insan. Ben de sıkıldım biraz.
Blogumu özledim hem de çok.
...
Kocaman güzel bir tatil dönemi geçiriyoruz.
Tatil olması sebebiyle çok huzurlu ve rahat bir Ramazan ayı da geçiriyoruz, şükürler olsun.
Okul açılınca şu sakin, sessiz ve huzurlu günlerimi çok arayacağımdan sebep her anın tadına varmaya gayret ediyorum.
Güzel kitaplar okuyorum, uzun ve tatlı uykular uyuyorum. Yavaş yavaş demlene demlene yemekler pişiriyorum.
Çamaşırları sererken üçer beşer kere silkeliyorum. Astığım çamaşırı kurur kurumaz toplayabiliyorum.
Kızmadan, sinirlenmeden, acele etmeden yaşamak ne güzel. Ne tatlı birşeymiş.
Demek ki sorun biraz da hayatın hızlı akışındaymış. Böylesi aheste olunca çok daha duru görünebiliyormuş herşey...

...
Burak YAVRU KUŞUsu nasıl derseniz; çok iyi Allah'a şükür.
Sorular,anlamlandırmalar, yorumlar... Ahhh neler neler...
Öyle bir çenebaz ki, herkesi susturup öyle şaşırtıcı laflar ediyor ki, anlatılacak gibi değil.
Hareket deseniz son sürat devam. Allahım onun enerjisinin bir kısmı bende olsa yetecek.
Şaşırıp şaşırıp kalıyorum hallerine.
...
İki üç gündür bir yapboz aşığı oldu kendisi. Çok eğleniyor. Tamamlayıp tekrar bozuyor. Her tamamlamadan sonra bir başarı mutluluğu yaşatıyor kendine.
...
Oruçtan sebep pek fazla gezip tozamıyoruz tabi. Ananesine telefonda"Sen de hep evde misin, dışarı çıkmıyor musun? " diye soruyor :)
...
Bizde son durumlar böyle kısaca. Yakın zamanda uğramayı ve blog arkadaşlarımı bir bir ziyaret etmeyi düşünüyorum kısmetse. Şimdilik hoşçakalın.

2 Ocak 2011 Pazar

Geçen Zaman...

Aradan aylar gelip geçmiş, biz yazmayalı.
Bu arada çok ta değişik şeyler olmadı; koşuşturmaca ile geçen bir zaman dilimi.
Burak Yavru Kuşusu büyüyor, büyüyor, büyüyor... Giderek daha zor bir Yavru Kuş olup çıkıyor annesinin karşısına. Konuşmalar, konuşulanları anlamlandırmalar, kendi başına büyük işler başarmalar...
...
Babası ile aramızda geçen ufacık imalı konuşmaları bile sezerek "Anlamadığımı mı sanıyorsunuz?" diye algılama yeteneğini bize kanıtlıyor.
...
Henüz kreş, anaokulu gibi sosyalleşme girişimlerimiz yok, hala EV KUŞU benim oğlum, annesinin merhametiyle=> Biraz daha,biraz daha diyorum; sonra nasılsa uzun bir okul dönemi olacak diye. Aslında doğdu doğalı hep okulda ya neyse. İşte böyle böyle sebeplerle erteliyoruz, evinden daha geç ayrılsın diye istiyoruz.
....
Ben nasılım?
Aslında kısaca YORGUN kelimesi beni anlatmaya yeter. Ruhen ve bedenen çok ama çok yorgunum. Zaten çok çabuk yorulabilen, hassas ben için çok ağır eliyor bu sene; sabahçılık, birinci sınıf ve beraberinde gelen bir sürü aksaklık.
...
Canım gerçekten okula gitmek istemiyor. Çok bunalmış durumdayım. Ne olacak bu gidişat bilmiyorum. Sabahçılık gerçekten çok yıpratıyor beni.
...
Neyse zaten uzun zamandır yazamayan biri olarak karamsar bir geri dönüş oldu üzgünüm. Yeniden görüşmek üzere sevgiler.