Lilypie Kids Birthday tickers

12 Eylül 2008 Cuma

YAVRU KUŞTAN ZARE

Erkan Topuz olmasa bu işlere el atabilir miydim bilmem.
Bu şahsı muhterem anlattıkça bendeniz de şevklendim de şevklendim.
Bizim kuş yuvasındaki muhteremlere neyi nasıl en doğalından yedirebilirim diye düşnürken
aklıma ilk olarak gelen tarhana oldu.
Nasıl mı yaptım?
Annemin tarifine göre.
Şöyle:

Malzemeler

2kg kırmızı biber
1 kg domates
3-4 kuru soğan
3kg un
1 ekmek hamuru(ekşitilmiş)
Tuz


YAPILIŞI:

Kırmızı biberleri fırınlayıp kabuklarını soydum, robottan geçirdim. Domateslerin de kabuklarını soyup kaynattım beraber suyu azalana kadar.

Una karıştırdım, yoğurdum.

Kuru soğanları robotta çok ince kıyıp yoğurduğum hamura kattım.

Çok uzun süre yoğurdum, hatta baba kuştan da yardım aldım(sağolsun çok destekçidir kendileri)

Yoğurma işlemi bitmeye yakın ekşi hamuru ve tuzunu katıp tekrar yoğurdum.

Suyu az kalırsa yoğurt koymamı söylemişti annem ama gerek kalmadığı için yoğurt koymadım.

Oldukça koyu bir hamur olması gerekiyor çünkü sonradan cıvıklaşıyor.

Yoğurma işlemi bitince üzerini örtüyle örtüp bekleme süresini başlattım. Bir hafta olan bekleme süresi bizde 4-5 günde sona erdi. Malum sıcak havalar.

Her gün kabaran hamuru yoğurdum bu sürede.

Ve en son sofra bezi üzerine küçük küçük parçalar halinde dağıtttım.

Sanırım ben bu süreyi biraz uzun tuttum, fazla kurumuş. Hemen ovalamaya başlamak lazımmış.

Bir kısmını elimle ovaladım, yorulunca bir kısmını robota devrettim. Anneme yardıma gelen komşular kadar becerikli olmasa da bana da destek olan bir baba kuş bir o var, kıymetlerini bilmek gerek.

Elde yaptıklarım pütürlü pütürlü ama daha lezzetli oldu bence. Robot kardeşinkilerse pürüzsüz un gibi oldu.

Aramızda içten bir rekabet mi oldu hayır. Çünküm elimin lezzetine ulaşması ne mümkün:)

Bunlar da sırasıyla erik marmelatı, ketçap, fasulye...

Bunların yapımı tarhanaya göre daha kolay diyebilirim.

Eriklerin kabuklarını çıkarıp kaynattım.

Ketçap ta şöyle: Rendelenmiş domatesin içine margarin, sıvıyağ, şeker, tuz, sirke koydum, kaynattım.

Bunları sıcakken kavanoza koyup ters çevirdim. Üzerini örttüm, soğuyana kadar bekledim.

Soğuduktan sonra ters çevirip kapakarını tık tıkladım. Tık sesi çıkması kapakların tuttuğunu gösteriyor. Eğer ses tok tok çıkarsa kapaklar tutmamış demek. Yani yapılanların hemen tüketilmesi gerek.

İşte böyle bizim kış hazırlıkları yani bizim oraların deyişiyle zare. Zare de kuskus ve ev makarnası, turşu, salça gibi çeşitler de var ama henüz o kadar ilerleyemedim.

Neyse bu doğal yiyeceklere ilgi duyup ilerlememi sağlayan Erkan TOPUZ beye ve bu emeklerimi yeme şerefine nail olan baba kuş ve yavru kuşa teşekkürlerimi borç bilirim.

vee tabi beni büyütüp yetiştiren tarhananın yapımında da telefon desteğini esirgemeyen ANNEM e de sonsuz teşekkürler.

Denemek isteyenlere kesinlikle yapmalarını öneririm çok güzel bir lezzet, üstelik hazır çorbalar kadar pratik. Üstelik onlar gibi yalancıktan değil sahiden doğal, katkısız.

Üstelik kırmızı biberlerin Kasım sonuna kadar doğal yetişme süresi var hatırlatayım.