Lilypie Kids Birthday tickers

28 Ağustos 2008 Perşembe

AYÇİÇEĞİM BENİM...

Söyleyin bakalım bu sarı çiçeklerin hangisi daha yakuşukluuuu?



-Anne demek o yediğimiz çekirdekler böyle oluyor?

-Bilsen daha ne işlemlerden geçiyor oğlum onlar. Bir bilsen.


Kuzen Melisa.

(Kendisi 13 yaşında 7.sınıf öğrencisi. Ayrıca belirtmeliyim ki çalışkan bir öğrenci. Teyzesinin de gülü, bitanesi, balı, kaymağı, mavişi, şekeri.)

Güzel Edirnemizin güzel ayçiçekleri. Hani kış geceleri çıttırı çıttırı yediğimiz çıttırıklar. Çiçek açarken böyle güzeller işte.

Biz de yanından geçerken bu güzel çiçeklerden istifade edelim biraz renklenelim dedik.

25 Ağustos 2008 Pazartesi

TATİLDEN SEÇMELER

Tatilimizin bir bölümünü oluşturan deniz…

Denizi çok seven anne kuş bu yıl çok fazla (eski yıllara göre)denize giremedi maalesef. Malum yavru kuş var öncelikte. Yavru kuş çok sevdi denizi. Hem de çok.

Denize gözlerini açtığında uyku mahmuru idi. Bir süre şaşkın şaşkın baktı. Acaba burası nasıl bir yer, neler var diye uzuuun uzun inceledi. Anlamlandıramadı bir süre. Daha önce gittiği yerlere benzemiyordu, park dese park değil, alışveriş merkezi dese hiç değil, köy dese o da değil.İlk defa gelmiyordu denize ama o zaman bebecikti, şimdi bebeliğe terfi etmişti.
Bura nere diye düşünmeye devam ederken kumla tanıştı. Vaaav acayip bişey bu, biraz etrafa saçıp savurmalı düşünsesi hemen eyleme dönüştü. Anneden de dur yapma etme uyarıları gelmeyince tadına vara vara kumla oynadı bol bol.

Eh uykudan uyanan yavru kuşun teri kurumuş denize girme vakti gelmişti.Annesi korkar mı acaba diye düşünürken yavrusu çoktan suyun içindeydi ve çok mutlu görünüyordu. Elleriyle dokundu, ayaklarını çırptı. Biraz daha yürümek istedi, daha derinlere gitmeliydi. Hızlanmasıyla suya kapaklanması bir oldu. Denizin korkunç yüzüyle tanıştı, boğulma hissini tattı. Annesinin kucağında genizine kaçan tuzlu suyu öksürüp aksırarak temizlemeye çalıştı bir süre ama denemeler sonuç vermedi ve biraz ağlayıp anneden yardım istedi.

Bir taraftan da bu nasıl bir su Allahım diyordu içinden. Şimdiye kadar içtiklerine benzemiyordu hiç. Belki içtiği ilaçlara biraz benziyor olabilirdi bu kötü tat ama suya hiç benzemiyordu. Etrafı izlerken yaşadığı şaşkınlığı daha da arttı yavru kuşun. Zira boğazındaki tuzlu su hala onu zorlamakta idi.

Yavrum yavrum diye feryat etmenin eşiğinde olan ama rahat görünmeye çalışan acemi deniz annesinin beyninde birden bir ampul yanıverdi. Yavrucuğuna su içirmeliydi.Yavru kuş suyu içince rahatladı. Bir süre deniz kenarında kum oyunları oynandı sonra yine denize…




Yavru kuş yine heyecanlıydı tabi biraz daha temkinli. Annesinin eline sıkı sıkı sarılmıştı bu sefer. Annenin kucağında daha derinlere yüzdüler. Ayaklarıyla suya vurmaya başladı. Vurdukça sıçrayan su yavru kuşu daha da hırslandırıyordu. Bir ara yine cesaretlenip kendi başına derinlere gitmeyi düşünsede hatırına gelen ibret dolu tecrübeyle bu isteğinden vazgeçti.

Uzaklarda bir ters bir düz yüzen, bazen dibe dalıp kaybolan dayısını görüp gelecek yıllar için hayaller kurdu; nasılsa seneler çabuk geçiyordu, nasılsa o bu işi kıvıracak yeteneğe sahipti, daha 17 aylık minik bir bebe iken bu kadar tecrübe kazandıysa gelecek seneler kimbilir neler kazandıracaktı yavru yüzücüye.




Kumların arasında ayaklarına değen bir şeyi eline aldı ve “bak bak” diyerek annesine gösterdi bulduğu minicik deniz kabuğunu. Deniz kabuklarının sayısı çoğaldı. Yeni bir oyun başlamıştı…

Bir ara yine yorulup kum taneleri ile olan savaşı geldi aklına. Oyun oynamak için hazır nazır onu bekleyen kuzenine uzattı ellerini. Ve uzanan ellere verilen istekli karşılıkla birlikte kum oyunları başladı. Kıyıda kazılan küçük çukurdan su çıkınca petrol bulmuşçasına sevinildi. Sevinç çığlıkları atıldı yine. O küçük çukurda da eller ayaklar çırpıldı bir nevi havuz sefası yapıldı. Ama deniz gibi de olmuyordu.

Tekrar deniz tekrar kumlar bu döngünün arasında yavru kuş hayatının bir numarasını(meme) unutmuştu. Annesi bu duruma çok şaşırmıştı. Hatta denize gitmeden önce orda ne yapacağının hesabındaydı. Yavru kuş böyle yaparak anneciğine büyük bir kolaylık sağlamıştı. Süper yavru kuş….

Deniz suyunda yorulan yavrucak öyle güzel ve iştahlı yemek yediki, o halini izlemek tüm izleyenleri mest etti.


E bu arada kıyıda yanlarından gelip geçenlere selam verdi naralarıyla. Küçük çocukların ardına takılıp gitmeye yeltenecek kadar cesaretlenmiş ve sahili sahiplenmişti. Bir ara düdük çalıp derinlere yüzenleri uyarmaya bile başlamıştı. Bu çalışmaya anne tarafından el konuldu. Malum oraya kafa dinlemeye gelenleri rahatsız etmemek lazımdı. Tabi yavru kuş bu sessiz sahile kısa zamanda adapte olup annesinin de sözünü dinleyerek sessiz çalışmalar yapmaya koyuldu. Geçenlere el sallamaya ve işaretlerle anlaşmaya başladı. Bu yöntem de oldukça hoşuna gitti. Cevapsız kalmıyordu çünkü her defasında. Görmeyen olursa görene kadar ısrarla el sallamaya devam diyor ve amacına ulaşıyordu.
……………………TATİL MACERALARIMIZ DEVAM EDECEK.

SEVGİLER………….

20 Ağustos 2008 Çarşamba

SEVGİLİMLE EVLENDİK

Üç yıl önce.
........