Lilypie Kids Birthday tickers

23 Ağustos 2009 Pazar

ÖĞRENİLMİŞ ÇARESİZLİK

Çok bilinen bir hikaye ile başlıyor ama yazının devamı çok motive edici.

Bilge bir öğretmen öğrencilerini etrafına toplar ve
“ Şimdi herkes defterinin bir sayfasına yapamayacağını düşündüğü her şeyi yazsın” der.
Öğrenciler, düşüne taşına yapamayacaklarına inandıkları her şeyi sıralamaya başlarlar.
Nice zaman sonra çocuklar yazacaklarını bitirir.
Ve bilge öğretmen;
“Şimdi yazdığınız o sayfayı defterinizden yırtın ve masadaki bu kutunun içerisine atın” der.
Çocuklar büyük bir keyifle, o sayfayı yırtarlar ve kutuya atarlar.
Öğretmen kutuyu alır ve çocukları okul bahçesine çıkarır.
Bahçede küçük bir çukur kazar ve çocukların yazdıklarını o çukura boşaltır.
Ve ardından kâğıtları yakar. Kalan küllerin üzerini toprakla örterek gömer.


Ben bunu yapamam

Bu sınavı kazanamam.
Topluluk karşısında konuşamam.
Kilo veremem.
Yüzmeyi öğrenemem.
Araba süremem.
Spor yapamam.
Uçağa binemem.
Matematiğe kafam basmaz.
Kendi elbiselerimi kendim alamam.
Adres soramam.
Sizin listenizde neler olurdu acaba?
Oysa birisi bir işi yapabiliyorsa, siz de yapabilirsiniz.
Önemli olan, onun nasıl yaptığıdır.
Siz de aynı şeyleri yaparsanız aynı başarıya ulaşabilirsin.
İnsanlar arasındaki fark kapasite farkı değildir.
Kapasitelerini kullanabilme farkıdır.
Bunu da insanların inançları belirler.
Yani ne sizin için mümkün, ne değil.

Aynı şeyleri yaparsanız aynı sonucu alısınız.

Eğer bir işi bir defa denediniz yapamadıysanız ve bir daha yine eski stratejinizle denerseniz yine yapamayacağınızı garantilersiniz.
Ve sonuçta; nurtopu gibi bir öğrenilmiş çaresizliğiniz olur.
Bir defa topluluk karşısına çıkmış ve eliniz ayağınız birbirine dolaşmış; soğuk soğuk terler dökmüş ve bir an önce oradan kurtulmaya çalışmışsanız…
Bir sınava hazırlanıp sonuç hüsran olmuşsa…
Karnenizde 1’ler 2’ler kolkola girmiş kolbastı oynuyorsa…
Bu durumu iki şekilde değerlendirirsiniz.
1- Ben bu işi yapamam.
Bu çaresizliğin ta kendisi.
2- Bir şeyleri eksik ve yanlış yapıyorum galiba; eksikliklerimi tamamlayım, yanlışlarımı düzelteyim. Sonuçta bunu ben de yapabilirim.

Bu bakış açısı ise bir olumsuz deneyimi öğrenmeye çevirmedir.
Çünkü aynı şeyleri yaparsanız aynı sonuçlara ulaşırsınız.
Farklı sonuçlar için farklı şeyler yapmak zorunludur.
Çoğumuz, olumsuz deneyimlerimizi yaşamımızda bizi sınırlayan engeller olarak beynimize kaydederiz.
Çünkü geçmişten gelen beyin programlarımız, düşünce tarzınız otomatik pilota bağlanmış gibi bizi bu sonuca götür.

Orhan EFTAL- KÖŞE YAZISI